Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | yerini saptamak | locate f. | ||
The rescue team located the victims. Kurtarma ekibi kurbanların yerini saptadı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | yerini saptamak | spot f. | ||
Caribou can spot wolves using their ultraviolet vision. Karibu ultraviyole ışınlarını kullanarak kurtların yerini saptayabilir. More Sentences |
||||
Genel | yerini saptamak | localize f. | ||
Genel | yerini saptamak | localise f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | bazı ipuçlarını izleyerek birinin yerini saptamak | trace to f. |
Genel | tam yerini saptamak | pinpoint f. |
Genel | tam yerini saptamak | nail f. |
Idioms | ||
Deyim | (birinin) yerini/konumunu saptamak | have a 20 on (someone) f. |
Politics | ||
Siyasal | düşmanın yerini saptamak | pinpoint the enemy f. |
Slang | ||
Argo | (birinin) yerini/konumunu saptamak | get a 20 on (someone) f. |